İstanbul Caz Festivali'nde özel gece
4-21 Temmuz tarihleri arasında İstanbul Kültür Sanat Vakfı İKSV tarafından bu yıl 24.sü düzenlenen İstanbul Caz Festivali bu akşam Türkiye’nin ve ABD’nin caz yıldızlarını biraraya getiriyor. TRT Hafif Müzik ve Caz Orkestrası, ABD’li usta bas gitarist Christian McBride, ABD’li caz saksafoncusu Joshua Redman ve vokaliyle piyanist Kandace Springs ile aynı sahnede buluşuyor. Zorlu Performans Sanatları Merkezi’nde 21.00’de başlayacak konser öncesi 2 ABD’li sanatçı CNN Türk’ün sorularını yanıtladı.
İstanbul Caz Festivali’nde sahneye çıkacaksınız. Daha önce İstanbul’a gelmiş miydiniz, nasıl bir Türk izleyicisi bekliyorsunuz?
Chrıstian Mcbride: İstanbul’a daha önce defalarca geldim. En sonuncusunda Chick Corea ile sahne almıştım. Bundan önceki İstanbul konserlerimde çok duygulu bir izleyici kitlesi vardı, yine böyle olmasını bekliyorum.
Joshua Redman: Daha önce defalarca İstanbul’da bulundum, çok iyi zaman geçirdim. Türk izleyicisini sıcak, tutkulu ve duygulu buluyorum. Ayrıca konser sırasında sanatçıya katılma konusunda çok hevesli ve aynı zamanda saygılılar.
Türkiye’de cazın en yaygın müzik türü olmadığı kesin, sadece belirli bir kesim tarafından dinleniyor. Türk izleyicisine cazı tanıtmak için neler yapılabilir? Bu tarz festivallerin bu amaca hizmet edeceğini düşünüyor musunuz?
Chrıstian Mcbride: Caz Dünya’nın pek çok ülkesinin en yaygın müzik türü. Bunu doğuran pek çok sebep var tabii ki. Bunlar arasında caz festivalleri, caz çalan radyolar, plaklar, CD’ler ve şimdi bir de internet etkisi var. Festivaller insanların müzikle buluşmasını ve bilmeyenlerin de keşfetmesini sağlar.
Joshua Redman: Bir sanatçının müziğini yaymak için işini yaratıcı ve dürüst şekilde yapmasından başka ne yapabilir bilemiyorum. Festivaller müziğimizi yansıtma konusunda bize çok yardımcı oluyor. Caz Dünya’nın her yerindeki seyirciler için dinlemesi çok kolay bir müzik türü değil. Çok derin, insanı besleyen ve dönüşümlü bir müzik türü. İzleyicinin sabrını, açık zihinli olmasını ve dikkatini gerektiriyor. Bir insanın cazı ne kadar sık dinlerse, o kadar iyi anlayacağını düşünüyorum. Bu sebeple İstanbul’daki festivaller gibi etkinlikleri çok değerli buluyorum ve son 25 yılda defalarca bu sahneye çıkmış olmanın mutluluğunu yaşıyorum.
Teknoloji sayesinde Dünya’nın pek çok noktasında müzik de diğer pek çok şey gibi dijitalleşmeye başladı. Sizce bu müziğe katkıda bulunan bir trend mi yoksa siz müziğin geleneksel yöntemlerle seyirciye ulaşmasından mı yanasınız?
Chrıstıan Mcbrıde: Teknoloji müzik gibi pek çok içeriğin yayılmasını sağlama noktasında çok önemli bir araç. Teknoloji ne kadar ilerlerse, plak gibi geleneksel yöntemlerin duyurulması da o kadar çabuk oluyor. Müziği dinleyicinin kulaklarına taşıyan, yayılmasını sağlayan her araç müziğin yararınadır bence.
Joshua Redman: Benim bu konudaki tercihimin ne olduğu çok da önemli değil aslında. Müziğin dijitalleşmesi kişisel tercihlerden bağımsız bir gerçek. Bunun avantajları var. Müziğin izleyiciye ulaşmasını hızlandırıyor, ne istiyorsak onu hemen dinleyebiliyoruz, bu da müziğin dilini öğrenmemizi kolaylaştırıyor. Bu da bize bir tür güç ve özgürlük veriyor. Ama bir yandan bunun tehlikeleri de var. Dinleyicinin bu kadar kolay ve çabuk ulaşılabildiği bir şey üzerinde dikkatini uzun süre tutmak çok zor. Dinleyicinin müziği gerçekten duymasını, hissetmesini sağlamak zorlaşıyor. İlerleyen nesillerdeki caz dinleyicilerinin bu anlamda kaliteyi artıracağından eminim. Teknoloji teknolojidir, ve geri dönüşü yoktur.
Türk müziği hakkındaki yorumunuzu da merak ediyorum. Takip ettiğiniz herhangi bir şarkıcı ya da grup var mı? Sizin müziğinizden daha oryantal bir çizgisi olan Türk müziğine bakışınız nasıl?
Chrıstıan Mcbrıde: Türk müziğini seviyorum. Ferit Odman ve Ozan Musluoglu gibi pek çok Türk müzisyen dostum var.
Joshua Redman: Açıkçası Türk müziğini çok iyi tanımıyorum. Çok az dinleme şansı bulmuş, beğenmiştim. Annem Batı tarzı dışındaki müzikleri çok severdi ve elinde Türk müziğiyle ilgili plaklar da vardı,cçocukluk dönemlerimde bunları dinlediğimi hatırlıyorum. Annemi Kasım ayında kaybettim ve şu aralar plaklarını toparlama aşamasındayım. O plaklarla tekrar karşılaşacağım ve söz veriyorum daha detaylı dinleyeceğim. Tük izleyicisiyle buluşmayı merakla bekliyorum.